Ana sayfa » Tüm Yazılar » Türk Edebiyatı » Handan – Halide Edip Adıvar
Edebiyat Roman Türk Edebiyatı

Handan – Halide Edip Adıvar

Handan, Halide Edip’ten okuduğum üçüncü romandı. Bir yazarı sevdim mi illaki onun birçok kitabını okumadan duramam. Zannederim ki kitaplarının tamamını okudum mu onu ve iç dünyasına hakim olurum. Tanırım artık o yazarı derim; Fakat Halide Edip’te her kitabı sonrası bende farklı bir etki bıraktı. Handan ise en romantiği en karmaşık duygular bırakanıydı.

Halide Edip, Cumhuriyet Dönemi en fazla eser veren sanatçılarındandır. Sivil olarak katıldığı Kurtuluş Savaş’ında gazi unvanı bile almış bir yazardır. Anadolu ajansının kurulmasına ön ayak olmuş ve uzun süre gazetecilik yapmıştır. Konuşmaları ve yazıları ile kitleleri kendine hayran bırakan bu kadın, kadın haklarını ve kadınların gelişimini de desteklemektedir. Kitaplarında baş karakterler çoğunluk kadındır.  Gelin görün ki bu karakterler her romanda taban tabana zıttır. Handan’ın bir diğer özel tarafı ise yazarımız bu romanında ilk defa “bir kadın psikolojisi” anlatılmıştır.

Handan – Halide Edip Adıvar

Handan, Halide Edip Adıvar’ın 1912’de yayınladığı mektuplaşmalardan oluşan romanıdır. Olaylar karakterlerin birbirlerine yazdıkları mektuplar arasında gelişmektedir. Genellikle bu tip romanlarda okurlar mektuplardan olayları takip ederken sıkılır, zordur okuması. Halide Edip, ustalığını burada göstermiş bulunmaktadır. Kitabı pek elimden bırakamadığımı itiraf etmeliyim. Bu mektuplaşma ilişkileri size kısa bir çizim ile özetleyeceğim.

Handan, Osmanlı’nın II.Abdülhamit’in başında olduğu otuz üç yıllık döneminde geçmektedir. O dönemin kültürel, sosyal ve o zamanki aydın çevresini çok güzel anlatmaktadır. Kuzguncukta bir köşkte yaşamakta olan üç kız çocukları olan bir aileyi ele almaktadır. Handan en büyükleridir. Bir de Neriman vardır. Handan’ın teyzesinin kızıdır ve onu bir kız kardeşten öte görür ve sever.

handan- halide edip adıvarEğitim

Köşkteki kızlara Avrupai tarzda eğitim verilmiş ve birkaç lisan öğretilmiştir. Handan hem güzellik açısından diğer kızlardan geri de kaldığı tasvir edilmekle birlikte eğitimde olan başarısı ile de farklı bir eğitim almasına yönelik babasını harekete geçirir. Fikirleri ile tüm aileyi yönetmektedir. Romanda o dönem kadınlarının siyasete hâkim olmadıkları ilgilerini dahi çekmediği belirtilirken Handan farklı bir profili tanımlamaktadır. Yaşça büyük erkeklerle bile fikrini konuşabilen entelektüel bir kadındır. Romanda bu beceriler Handan’a verilmişken, yazarımız ondan güzelliği almıştır.

Handan’ı daha yüksek eğitimi Nazım adında yaşça büyük olan-sosyalist bir genç- aile dostundan alması kararlaştırılır. Dönemin en popüler hocasıdır Nazım. Handan’ı eğitmesi istendiğinde onun farklı olduğunu fark eder ve eğitim için hiçbir ücret talep etmez. İlk görüşte sevmiştir ve entelektüel olarak gelişmesi için de elinden geleni yapacağını dile getirir. Bu ilişkinin bir aşka dönüşeceğini bilsek de sonu hüsran ile biter. (Her şeyi açıklayıp büyüsünü kaçırmak istemiyorum)

handan- halide edip adıvarNeriman – Refik Cemal

Romanımız köşkte Handan’ı kızkardeşi gibi seven Neriman’ın, komşuları olan Refik Cemal ile evlenmesi ile başlar. Refik Cemal, her ne kadar yakın arkadaşı Server ile Avrupai tarzda eğitim alan bu kızları küçümseseler de Neriman’ı görür görmez onu çok naif bulup çok sever. Güzel bir evlilikleri olur. Neriman, sürekli olarak eşine anlattığı hikayelerle Handan’ın ismini duysakta ilk başlarda Handan masal karakteri gibidir ortada yoktur. Ne zaman ki Refik Cemal yurtdışına yollanır. Marsilyada eşinin anlata anlata bitiremediği ve olumsuz hiçbir söz ve durumu yakıştıramadığı Handan ile tanışır. Ve Handan karakteri sahnede yerini alır. Handan’ın Nazım hikayesini bile romanın ilerleyen sayfalarında  Neriman ile Refik Cemal’in mektuplarından öğrenmekteyiz. Refik Cemal, Neriman’ı çok sevse bile ara ara onunla hayatta dert edindiği konular hakkında konuşamamaktan yana dert yanmalarını Server’e yazdığı mektuplarda görmekteyizdir. Refik Cemal, dönemin kızlarının tamamının böyle olduğundan bu durumuda normal görmektedir. Buradan Halide Edip’in sıklıkla o dönemdeki kızları hayattan kopuk ve entellektüel konularda bilgisiz görmesinin yansımalarını hissetmeliyiz.

handan- halide edip adıvarHandan ve Hüsnü Paşa

Handan ile Nazım’ın hikayesi kötü biter. Handan, hızlıca çapkınlığı ve zenginliği ile meşhur olan Hüsnü Paşa evlenir ve yurtdışında yaşamaya başlar. Handan tüm ailesinden uzaktır. Kendini sanata adayarak mutlu olmaya çalışsa da bu evlilik pek yolunda gitmemektedir. Hüsnü Paşanın sayısız metresi  vardır ve bunları bilen Handan’ın ruhunda açılan yaralar çok güzel bir şekilde kitapta hissedilmektedir.  Bu ruh hallerini yakından şahit olan Neriman ve Refik Cemal çiftidir. Neriman üzülmesin diye bunları pek onla paylaşamayan Refik Cemal roman boyunca hem kendi hayatını hem de Handan’ın hayatı hakkındaki detayları arkadaşı Server’e yazdığı mektuplarda okuruz.

Hastalık Dönemi

Yaşadığı mutsuzluklar, kıskançlıklar yaşanamayan aşk (nazım) ile Handan’ın ruh dünyası kötüye gitmeye başlar. İşin sonu beyin kanaması geçici hafıza kaybı ve derin buhrana götürür. Yazar bu anlarda bir insan ruhunun nasıl bir eziyet ve çıkmaza girebildiğini bize yaşatır. Handan, çelik gibi iradesi ile bizi kendine hayran bırakır ve insan denilen mahlukatın nasıl güçlü bir iç dünyası olduğunu gösterir.

Handan, beni bir insan olarak çok etkiledi. Belki diğer romanlarındaki kadar aşık olmadım ana karakterimize ama müthiş bir saygı duyduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Ben Can Yayınlarının yazarın vefat etmeden önce son kez düzenlenmiş olan sadeleştirilmiş halini okudum. Kesinlikle bu halini okumanızı tavsiye ederim. Orijinal kelimeler beni o döneme ışınladı diyebilirim.

 

YAZARI TANIYALIM!!!

Halide Edib, 1919 yılında İstanbul halkını ülkenin işgaline karşı harekete geçirmek için yaptığı konuşmaları ile zihinlerde yer etmiş hatiptir. Kurtuluş Savaşı’nda cephede Mustafa Kemal’in yanında görev yapmış bir sivil olmasına rağmen rütbe alarak savaş kahramanı sayılmıştır. Savaş yıllarında Anadolu Ajansı’nın kurulmasında rol alarak gazetecilik de yapmıştır.

I.Meşrutiyet’in ilanı ile birlikte yazarlığa başlayan Halide Edib; yazdığı yirmi bir roman, dört hikâye kitabı, iki tiyatro eseri ve çeşitli incelemeleriyle Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemleri Türk edebiyatının en çok eser veren yazarlarındandır. Sinekli Bakkal adlı romanı, en bilinen eseridir. Eserlerinde kadının eğitilmesine ve toplum içindeki konumuna özellikle yer vermiş, yazıları ile kadın hakları savunuculuğu yapmıştır. Birçok kitabı sinemaya ve televizyon dizilerine uyarlanmıştır.