Ana sayfa » Tüm Yazılar » Kişisel Gelişim » Outliers Çizginin Dışındakiler – Malcolm Gladwell
Kişisel Gelişim

Outliers Çizginin Dışındakiler – Malcolm Gladwell

YouTube player

Çizginin dışındakiler hiç kendinize şu soruyu sordunuz mu? “Bazı insanlar neden daha başarılı olur?” Eğer cevabınız “Evet” ise bu bölüm tam size göre!

Her zaman bizden daha başarılı ya da daha başarısız insanlar olmuştur. Hangimiz o başarılı komşu çocuklarıyla kıyaslanmadan büyüdük ki!

Peki, kıyaslandığımız bu kişilerin bizden iyi olmalarının tek sebebi bizden erken doğmaları olabilir desem?

Evet, yanlış duymadınız, sadece erken doğmuş olmak bile bazılarının yaşıtlarıyla aralarını açması için yeterli bir sebep. Hiç yaş fenomeni diye bir şey duydunuz mu? Duymadıysanız üzülmeyin, Kanadalı psikolog Roger Barnsley yaş fenomenine dikkat çekene kadar kimse yaş fenomeni nedir bilmiyordu.

“Peki nedir bu yaş fenomeni ?”

En basit tabirle, yaş fenomeni, aynı yıl içinde doğmuş kişiler arasında fiziksel veya zihinsel olarak üstünlüklerin ortaya çıkardığı avantaj/dezavantajların bir sonucudur.

Kanada’da hokey yaş sınıfları için seçilebilirlik tarihi 1 Ocak’tır. Bu durumda, 2 Ocak’ta 10 yaşını dolduran bir erkek çocuk, yıl sonuna kadar 10 yaşını doldurmayan biriyle yan yana oynayabilir. 12 aylık bir boşluk fiziksel gelişim açısından büyük bir farkı temsil eder. Bu fark, çocukluktan yetişkinliğe kadar katlanarak artmaya devam eder.

Böylece, avantajlı başlamış kişilerin elde ettiği bu avantajlı durum, katlanarak artar ve hokey oyuncularının çıkabileceği en üst liglere baktığımızda, seçim kriterlerindeki adaletsizlik sebebiyle, aynı aylarda doğan kişilerin takımları domine ettiği fark edilir.

Kısa bir kendi öğrencilik hayatınıza dönüp, yılbaşında doğanları bir düşünün. O erken okumayı sökenler, daha iyi basket atanlar… Ah, onlar yok mu, onlar!

Sadece hokey takımı ile sınırlı değil, tabii ki futbol ve beyzbol takımları için yapılan gözlem çalışmaları da bu söylemi destekler niteliktedir.

Peki, sadece bu kriter başarı ya da başarısızlıkların tek belirleyicisi mi?

Tabii ki hayır!

Yaşıtlarına göre erken doğmak, çizginin dışına çıkmak için tek başına yeterli değilse, diğer etkenler nelerdir, dediğinizi duyar gibiyim?

Genetik? Zeka? Çok çalışmak? Aile?

Çizginin Dışındakiler – Zeka Faktörü

Birçok şey sayabiliriz bu konuda, ama ilk olarak zeka konusu hepimizin en çok karşılaştığı söylem olduğu için, ben onunla devam etmek istiyorum.

Hayatınızda hiç Christopher Langan ismini duydunuz mu?

Birkaç saniye düşünmeniz için bekleyeyim.

Eğer hala sizin için bir şey ifade etmiyorsa, kendinize yüklenmemenizi rica edeceğim çünkü yine çoğu kişi bu ismi tanımıyor. Peki, ama neden?

Size Albert Einstein’ı tanıyor musunuz? Deseydim, “Yok artık!” derdiniz.

Albert Einstein IQ = 160

Christopher Langan IQ = 195

Albert Einstein
Christopher Langan

Christopher Langan, Albert Einstein’den çok daha zeki olmasına rağmen, neden kimse onu tanımıyor?

Çünkü hayatta kayda değer bir başarısı yok.

Peki, bu kadar zeki olup hayatta herhangi bir ortalama zeka seviyesine sahip biri kadar bile iz bırakmasının esas sebebi ne? Sadece zeka yeterli bir başarı kriteri olmayabilir mi?

Daha rahat anlaşılması adına, bu konuyu örneklemek istiyorum.

Zeka = RAM

Düzenli çalışmak = İşlemci diyelim.

RAM kısaca açıklamak gerekirse, şu an ya da yakın gelecekte bilgisayarınızın ihtiyaç duyacağı tüm bilgileri geçici olarak depolayan, aşırı hızlı bir bellektir.

İşlemci ise bilgisayarın temel işlem birimini oluşturan, belirli mantık ve matematik işlemlerini elektronik olarak yapabilecek biçimde, verilen komutları yorumlayan ve yürüten, yongalardan oluşmuş tümleşik devredir.

RAM ile zekayı benzeştirebiliriz.

Bilgisayarınızda internet tarayıcısı açtınız, bu işlemler hemen yapıldı ve size bir sonuç gösterdi. Bu işlemler, bilgisayarınızda ağırlıklı olarak RAM kullanılarak yapıldı.

Zeka da RAM gibi ani tepkilerde hızlı sonuçlar vererek insanlar arasından sıyrılmanıza olanak sağlar.

Ama bilgisayarınızla bir video düzenleyip yeni bir video çıktısı almak isterseniz, o zaman bilgisayarınızın birçok şeyi hesaplaması gerektiği için yük bilgisayarınızın işlemcilerine düşer.

Özetle, zeka tek başına yeterli anlamı oluşturamıyor, aynı RAM’lerin tek başına anlamlı sonuçlar ortaya koyamaması gibi. İşlemci gibi düzenli çalışmak ve diğer faktörler de başarıda önemli bir rol oynar.

Çizginin Dışındakiler – Şans ve Aile Fakörü

Bill Gates’in hikayesine bakalım.

Matematikle arası iyi bir çocuk, bilgisayar programcılığını keşfediyor. Harvard’ı terk ediyor. Arkadaşlarıyla Microsoft adlı küçük bir bilgisayar şirketi kuruyor. Sadece ve sadece zeka, azim ve sezgiyle yazılım dünyasının devi olmayı başarıyor.

Olaya böyle özet bir bilgiyle bakarsak ve arkasına malum müzikleri koyunca çizginin dışına çıkmak ne kadar basitmiş hissi veriyor, değil mi? Gelin, Bill Gates’in hayatına bir de farklı bir gözle bakalım.

Bu resimlerini gördüğünüz kişiler Bill Gates’in annesi ve babası. Annesi zengin bir bankerin kızı, babası ise tanınmış bir avukattır.

Bill küçükken derslerden her çocuk gibi sıkılıyor ve ailesi onu özel bir okula yazdırırlar.

1960 yılında üniversitelerde bile bilgisayar kulübü yokken, bu özel okulda Bill’in geldiği yıl velilerin yardımıyla bir tane bilgisayar kulübü kuruluyor.

Bill Gates ve arkadaşları bu kulübün hakkını veriyorlar. Hatta biraz abartıyorlar ve bazı hassas kullanıcı verilerine izinsiz eriştikleri için bilgisayarlara erişimleri ellerinden alınıyor.

O bilgisayarsız geçen süreçte, evine çok yakın olan Washington Üniversitesi’nde iki bölümde gece 03:00-06:00 arasında bilgisayarların boş olduğunu öğrenip, gece uykusundan kalkıp Washington Üniversitesi’ne bilgisayarlarla uğraşmaya gidiyor.

Kopuş noktası, Lakeside Koleji’nde bilgisayar kulübü olduğunu bilen birinin aldığı enerji santrali için bilgisayar sistemi kurma ihalesi sonrası Bill Gates ve arkadaşlarına iş teklifi etmesi diyebiliriz. Bill, üniversiteye kadar olan 4-5 yılda ne öğrendiyse, bu zamanda öğrendiğini belirtiyor.

Gördüğünüz gibi, Bill Gates Harvard’a kazandıktan sonra derslerden çok sıkılıp üniversiteyi bırakıp ilk kurduğu şirkette başarılı olmamış.

Şimdi bir düşünelim: En son ne zaman başarmak istediğiniz bir şey için gece 03:00’te yatağınızdan kalktınız?

Çizginin dışına çıkan insanların hayatlarına yüzeysel bir özetle baktığınızda çok şanslı olarak görülebilirler; ama birazcık derine girdiğimizde olayların hiç de o kadar tek şansla açıklanmadığını görüyoruz.

Peki, çizginin dışına çıkma konusunda çalışmak en önemli konuysa,

Nasıl çalışmalıyız?

Çizginin Dışına Çıkma Formülü

Çizginin dışına çıkma formülü = Çalışmak +10.000 Saat

Evet, birçoğunuz şu noktada bu kitaptan soğumuş olabilir; ama hangi konu bize hap gibi bir çözüm sunuyorsa, zaten ondan korkmamız gerekmez mi?

10.000 saat kuralı !

Evet, Çizginin Dışındakiler kitabı hakkında aslında birçok alt başlık açılıp birçok farklı detay verilebilirdi; ama ben artık başarının yegâne anahtarını sizlere sunmanın zamanı geldiğini düşünüyorum.

Outliers – Çizginin Dışındakiler kitabı, çıkanları mercek altına alırken tüm başarılı olma mitlerini getirip bir anlamda 10.000 saat kuralına bağlıyor. Bir kişi, bir konu üzerinde profesyonel bir yetkinliğe ulaşma süresi ortalama 10.000 saat, yani 416,6 gün.

Tabii ki bir insan 7/24 bir konu özelinde bir sene aralıksız çalışamaz.

Bunu daha makul bir seviyeye indirerek tekrar hesaplayalım.

Sadece iş günlerinde 6 saat, uzmanlaşmak istediğiniz konu üzerinde çalışırsanız:

1 ay sonunda = 120 saat çalışmış olursunuz

1 yıl içinde = 120*12 = 1440 saat eder.

10.000 / 1440 = 6,94 yıl eder; biz bunu yuvarlayalım, düz 7 yıl yapalım.

Eğer sizin de çizginin dışına çıkmak istediğiniz spesifik bir konu varsa, artık tek ihtiyacınızın sadece ve sadece 7 yıl bir konu üzerinde günde 6 saat çalışmak olduğunu biliyorsunuz.

Siz tabii ki günde çalışmak istediğiniz saati ayarlayarak bu yılları arttırabilir ya da azaltabilirsiniz.

O zaman daha ne bekliyoruz? Artık çizginin dışına çıkmak için ihtiyacınız olan tek şeyin çizgiye basmak ve bu çizgi üzerinde ortalama 7 yıl istikrarlı bir şekilde çalışmak olduğunu biliyoruz.

Kimbilir, belki de topları çizgi içinde tutmaya çabalamalıyız, insanları değil.

Yazarı Tanıyalım

çizginin dışındakiler

Malcolm Gladwell, 1963 İngiltere doğumludur. İnşaat profesörü İngiliz bir baba ile Jamaikalı psikoterapist bir annenin oğlu olarak Kanada’da büyümüştür. Tarih öğrenimini tamamlayıp New York’a yerleşen yazar 1987-1996 yılları Washington Post‘ta ekonomi, ve bilim konularında yazdı, bir süre de bu gazetenin New York Bürosu’nu yönetmiştir. 1996’dan bu yana The New Yorker dergisinin yazarları arasında yer alan Gladwell 2000‘de yayınladığı Kıvılcım Ânı (The Tipping Point) ile çok büyük bir başarı yakalamış ve 2005’te yayınlanan Göz Açıp Kapayıncaya Dek (Blink) ile başarısını katlayıp İş Dünyasının itibar edilen bir gurusu haline gelerek “Pazarlamanın Yeni Tanrısı” olarak anılmaktadır. Akademisyen değil gazeteci kökenli olan yazar işletmecilikte bilimsel devrimlere yol açan bakışıyla Peter Drucker’ı anımsatmaktadır.

 

…Yazarın Tüm Yazıları…