Çavdar Tarlasında Çocuklar – J.D. Salinger

J.D. Salinger, New York doğumlu Amerikalı bir roman ve öykü yazarıdır. 1950’li yıllarda yazmış olduğu Gönülçelen adlı romanıyla ün kazanmıştır. Yazarın pek rızası olmasa da roman sonraki yıllarda adı değiştirilerek bugün ki bildiğimiz adı alır. Yaptığım araştırmalara göre kitaba sansür uygulaması yapılmış bazı bölümlerde çıkarılmıştır. Dili çok küfürlü olduğu yorumlarda belirtilmiş fakat benim okuduğum Yapı kredi yayınlarından çıkma olan Çavdar Tarlasında Çocuklar ’da böyle bir şey söz konusu değildir. İsmi değiştirilirken yeni bir düzenleme geldiği açıktır.

Romanımızın konusu on yedi yaşında olan Holden Caulfield adlı gencimizin liseden kovulması ve ardındaki üç günü ele almaktadır. Zor geçen bir ergenlik, çok sevilen erkek kardeşinin kaybı ve devam eden yas sürecinin Holden’daki yansımalarını sıklıkla görürüz. O yaşlarda, ergenlikte, sıklıkla duyulan yalnızlık hissi, insanları yapmacık bulma ve masumiyetin yitirilişi gibi duyguları bazen güldürüp bazen de duygulanarak hissetmenizi sağlamaktadır. Roman baş karakterin ağzından birinci anlatıcı olarak ele alınır. Akıcı bir dili vardır. Kitabı okuma sürecinde sık sık seni anlıyorum Holden bunların hepsi geçecek deme isteğinizi durduramıyorsunuz. En azından ben bu duyguyu çok yoğun olarak hissettim.

Percey’den Kovulma

 Holden, daha önceden iki yatılı okuldan kovulmuştur. Babası avukat annesi ise ev hanımıdır. Erkek kardeşini bir yıl önce lösemiden kaybetmiştir. Sıklıkla onu anıp onu gerçekten de çok sevdiğini dile getirir. Annesi kardeşinin kaybından sonra sinirli bir yapı da olduğu ve bu son okuldan da kovulduğunu onlara nasıl söyleyeceğini bilemez. Çarşamba günü eve geleceği bilinir. Pazar günü oda arkadaşlarıyla kavgaya tutuşur ve bavulunu alıp Newyork’a doğru yol alır.

New York

Holden karakteri ergenlikteki asiliği, düşünmeden hareket etme güdüsünü ve çokça da her şeyden kaçma, insanlardan uzaklaşma eğilimi ile doludur. Yolculuğu okuldan bavulunu alıp çıkması ile başlar. Newyork’ta o gece otelde kalır eskiden sevdiği tüm insanlara telefonlaşıp buluşur. Bir gece çok sarhoşken ansızın Çok sevdiği küçük kız kardeşini Phoebe’yi görmek için kendi evine gizliğe girer. Phoebe abisini seven zeki ve yaşından çokta olgun bir kızdır. Kovulduğunu anladığında Holden’ da epey bir kızar. Oradan çıkan Holden eski okulundan İngilizce öğretmenin evine gider. Sevdiği bir öğretmenidir. Tüm gece ona geleceği hakkında güzel nasihatlerde bulunur fakat gece uyuduğu vakit ansızın başını okşadığını hissettiği an evden apar topar giyinip kaçar.

Holden, hep yurtlarda kaldığı için bunun başına daha öncede geldiğini sapıklık olduğunu düşünür. Bir yandan da hocasını çok iyi biri olarak düşündüğü için bir türlü konduramaz. Yüzüne karşı bir şey söyleyemez sadece bavullarını bahane eder ve gece vakti evden kaçar. Bu yaşananlardan da sonra kendini çok yalnız hisseder ve kaçıp çok uzaklara gitmeyi ve dilsiz rolü yaparak bundan sonraki hayatını geçirmeyi planlar. Geride bırakamadığı tek şey hala masumiyetini kaybetmemiş olan, yani Holden’a göre yapmacık olmayan biricik kız kardeşini görmek ve ona veda etmek ister. Sabah okuluna gidip buluşma için bir kâğıt yardımı ile randevulaşır. Buluşma saatine bavulu ile gelen Phoebe onunla gelmek istediğini söyler. Holden epey bi sinirlenir. Bu tavrı karşısında Phoebe küser. Ona kötü örnek olduğunu o an anladığını düşünüyorum. Onunla barışmak için günün devamını beraber geçirmeye ikna eder. Ve kendisi de uzaklara kaçmaktan vazgeçer. Kardeşini atlıkarıncaya bindirdiği ve onu uzaktan izlediği o anı çok mutlu olduğunu ve huzurlu olduğu ifade eder. Zorlu geçen üç günün ardından yağmur altında kız kardeşini izlerken mutluluk içindedir.

Eve Geri Dönüş

Romanın sonu ileri tarihte yazılmıştır. O günden sonra çok ağır hastalandığını iyileşmesinin uzun sürdüğünü daha sonra psikolojik tedavi almaya başladığını ve Eylül ayında yeni bir okula başlayacağı haberini vererek romanı sonlandırır.

Roman herkesin zamanında geçtiği bir zaman dilimini anlatması ile herkesin kendinden bir parça bulduğuna inanıyorum. O yüzden bu kadar popüler olmuştur.

Okuyan ve benden çok daha faklı düşüncelere sahip tüm herkesin yorumunu çok merak ediyorum.

YAZARI TANIYALIM !

Jerome David Salinger ya da J. D. Salinger (1 Ocak 1919, New York – 27 Ocak 2010, Cornish, New Hampshire), 1951 tarihli Gönülçelen romanıyla ve münzevi yaşam tarzıyla tanınan Amerikalı yazar. Yayımlanmış son özgün eseri 1965 tarihlidir ve son röportajını 1980’de vermiştir. Manhattan’da büyüyen Salinger, lise yıllarında hikâye yazmaya başladı ve II. Dünya Savaşı’nda görev almadan önce 1940’larda bu öykülerin birçoğunu yayımlattı.

Gönülçelen‘in yakaladığı başarı dikkatlerin ve ilginin yazarın üzerinde toplanmasına sebep oldu. İnsanlardan uzaklaşan Salinger münzevi bir hayat sürmeye başladı ve gittikçe daha az yeni eser yayımladı.