Ana sayfa » Tüm Yazılar » Edebiyat » Sözde Kızlar – Peyami Safa
Edebiyat Roman

Sözde Kızlar – Peyami Safa

Kitap Öncesi

Peyami safa‘nın  “Sözde Kızlar” kitabı baştan sonra okuyucuyu içine çeken bir kitap. Mebrure, Yunan işgali sırasında İzmir den İstanbul da kaçmış olan babasının izini kaybetmiştir. Son çare olarak İstanbul’da vefat etmiş amcasının evine sığınır. İlk zamanlar ailesi kucak açtığı için çok mutlu olarak yaşantısına devam eder fakat zaman geçtikçe evin içerisindeki rahat ve şaşalı bir yaşantının içinde kaybolmaya başlar. Mebrure bu evin içinde harcanmamak, o yaşantıya adapte olmamak ve kendi yaşantısından taviz vermemek için mücadele etmeye başlar.

 

Sözde Kızlar – Peyami Safa

Mebrure tipik bir Anadolu kızıdır. Annesi gençken ölmüş, babası tarafından büyütülmüştü. Mebrure, babasıyla birlikte Manisa’da yaşardı. Babası İhsan Efendi, Manisa’nın önde gelen tanınmış insanlarından biriydi. Yunanlıların Manisa ’ya girmesi üzerine, Mebrure ve babası Manisa’yı terk eder ve hikâye burada başlar.

Mebrure, Bursa’ya dayısı Hüseyin Efendi’nin yanına gitti. Hüseyin Efendi’nin ölmesi üzerine İstanbul’da babasının sütkardeşi Nafi Bey’in evinde kalmaya gitmişti. Ancak Nafi Bey de ölmüştü. Nafi Bey’in karısı Nazmiye Hanım’ın kızı Nevin ve oğlu Behiç, Mebrure ’nin İstanbul’daki tek yakınlarıydı. Bunun üzerine Mebrure de onlarla birlikte kalmaya karar verdi.

Evdeki yaşam Avrupa özentisi bir yaşamdı. Evin kızı Nevin, Fransızca konuşuyor, köpeğine bile Fransızca olarak sesleniyordu. Mebrure ise evdeki bu yaşamdan hoşlanmıyordu. Mebrure, Nazmiye’nin oğlu Behiç’in kendisine olan yakın ilgisinden de rahatsız oluyordu. Behiç; içkiye, kumara, kadına düşkün biriydi. Evde sık sık da partiler verilirdi. Partide Behiç ve Nevin gibi birçok isim vardı. Mebrure bu ortamdan hoşlanmamasına rağmen, onu bu evde tutan tek neden babasını bulmaktı

Derken birgün aile dostlarından Nadir’in çok yakın arkadaşı olan Fahri çıkageldi. Fahri, düzgün bir karaktere sahipti. Mebrure, Fahri ile tanıştığına çok memnun olmuş, konuşacak kendine yakın bir insan olduğuna sevinmişti. Fahri de ondan hoşlanmıştı; ancak Behiç’in aksine onunla evlenmek onu mutlu etmek istiyordu.

Behiç, Mebrure eve geleli hemen hemen bütün eski alışkanlıklarını unutmuştu. Tek amacı vardı o da Mebrure’ yi etkilemekti. Mebrure de Behiç’in bu tavrına inanmaya başlamıştı. Yavaş yavaş Behiç’in bu tavrına kanmaya başlamıştı. Behiç’in Mebrure’ ye olan ilgisi Belma’nın hoşuna gitmiyordu ve bu konuda Mebrure’ yi de uyarmak istiyordu.

 

Sözde Kızlar’da işler açıklığa kavuşur

Mebrure ile Belma buluştular. Belma, Behiç’le yaşadıklarını ve onunla arasından geçen tüm olayları anlattı. Çok eskiden Behiç’ten hamile kaldığını ve doğan çocuğunun Behiç’in o zamanlar Avrupalı bir kadından kaptığı hastalık(frengi) yüzünden hasta doğduğunu, Behiç’in de çocuğu diri diri toprağa gömdüğünü anlattı. Mebrure adeta şok olmuştu bunları duyunca. Belma ise konuşma esnasında zehir içerek intihar etti ve arkasından da bir mektup bıraktı. Bu mektup bütün olanları anlatıyordu. Belma, bu mektubun gazetede yayınlanmasını ve herkesin bu olaydan ibret almasını istemişti. Bunun üzerine Behiç tutuklandı.

Bütün bu kötü olayların üzerine sevindirici bir haber aldı Mebrure. Babası yaşıyordu ve ona bir mektup göndermişti. Mektupta Mebrure’ nin onu nasıl bulacağını anlatmıştı ve ona bir miktar para yollamıştı. Mebrure ’nin babası Amasya’da kendine küçük bir işletme açacaktı ve Mebrure’ nin de yanına gelmesini istedi. Mebrure tek başına gidemeyeceği için Fahri ile birlikte ömürlük bir yola çıkarak hayatlarına devam etmeyi sürdürdüler.

Kimler Okumalı?

Hayatın gerçekleriyle harmanlanmış, aslında birebir yaşadığımız ve seçimler konusunda zorlandığımız neler varsa gözlerinizin açılmasını sağlamak istiyorsanız bu kitap tam sizin kitabınız diyebilirim. Hem akıcı hem heyecanlı hem sorgulatan muazzam bir eser.

 

Peyami Safa Kimdir?

 

Peyami Safa 1899’da İstanbul’da doğdu. 13 yaşında Posta Telgraf Nezaretinde çalışmaya başladı. Bu arada da “Asrın hikâyeleri” başlıklı hikâyelerini yayınladı, Kültür Haftası ve Türk Düşüncesi adlarında iki de dergi çıkardı. Tasvir-i Efkâr, Cumhuriyet, Milliyet, Tercüman, Son Havadis gazetelerinde yazdı.

 

Oğlunu askerliğini yaptığı sırada kaybetmesi Peyami Safa’yı çok sarstı. Bu olaydan birkaç ay Havadis Gazetesi’nin başyazarı iken 15 Haziran 1961’de İstanbul’da öldü. Peyami Safa halk için yazdığı romanlarını “Server Bedi” adıyla yayınladı. Ayrıca ders kitapları da yazdı. Peyami Safa’nın fıkra ve makalelerinde sağlam bir mantık dokusu ve inandırıcılık görülür. Toplumumuzdaki ahlâk çöküntüsünü, medeniyetin yarattığı bocalamayı, nesiller ve sosyal çevreler arasındaki çatışmayı dile getirdi. Zıt kavramları, duygu ve düşünce tezadını ustaca işledi.

 

 

…Yazarın Tüm Yazıları…