Ana sayfa » Tüm Yazılar » Tarih » Kadı – İlber Ortaylı
Tarih

Kadı – İlber Ortaylı

OSMANLI DEVLETİ’NDE KADI

OSMANLI VE İSLÂM TARİHİNİNEN ÖNEMLİ MÜESSESESİ: KADILIK

Kitap Hakkında

İlber Ortaylı Kadı kitabında, tarihe, hukuka ve siyasete meraklı olanlar ve Osmanlı Devleti’nde yargı fonksiyonun nasıl işlediğini öğrenmek isteyenler için çok önemli bir eser ortaya koymuş. Bir hukukçu olarak şahsen, bugüne kadar bu eseri okumamış olmam beni derinden üzdü. Eser, genel olarak Osmanlı Devleti’nde, özellikle 19. Yüzyıl öncesine kadar, yargının nasıl işlediğini, kimlerin nasıl ve ne aşamalardan geçerek yargıç olabildiğini, kadının vazifelerinin ne olduğu gibi birçok hususa değinmektedir.

Özellikle hukukçular ve bilhassa tarihe meraklı, Türk hukuk tarihi alanında çalışan akademisyen ve akademisyen adayları ile genel olarak Osmanlı hukuk sistemine meraklı olanlar için okunmaya değer bir eser olduğu kuşkusuzdur.

Eserin okunmasının çok basit olmadığını değinmeden geçmeyeyim. Konunun mahiyeti gereği, eserde Osmanlı dönemi Türkçesi çok baskın olarak kullanılmıştır. Kimi durumlarda yazar kavramları açıklarken, bazı hallerde sözlüğe başvurma ihtiyacınız doğacaktır.

Kitaptan Öncesi

Osmanlı Devleti, altı asrı aşkın bir süre boyunca, üç kıta gibi geniş bir coğrafyada hüküm sürmüştür. Devletin bu kadar uzun süre ayakta kalmasının en önemli nedenlerinden birisi askeri güç yanında, adaleti sağlayan araç olan yargı sisteminin uzun süre sağlıklı işlemesidir.

Osmanlı tebaası her cinsten ırk ve dini grubu içeren ve dolayısıyla ortak paydası prensip itibariyle olmayan bir yapıydı. Dini olarak çok baskın bir şekilde Müslüman olmakla beraber, İsevi ve Musevi grupların olduğu da tarihi vesikalarla sabittir. Etnik olarak, Türk, Kürt, Boşnak, Bulgar, Yunan, Ermeni, Süryani Çerkes, Arap, Rumî, Tunuslu, Cezayirli ve daha onlarca kimlikten oluşmaktaydı toplum.

Bir toplumu ve dolayısıyla devleti bir arada tutan en önemli unsur kuşkusuz adalettir. “Adalet mülkün temeli” sözü Gazi Mustafa Kemal ve İslam halifesi Hz. Ömer’e nispet edilir, esasında izi sürülürse bu ilkenin kabulünün Kadim Mısır’a dayandığı görülmektedir, yani zamansız ve evrensel bir ilkedir. Osmanlı’da “adalet dairesi” kavramı (kavram hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.politikadergisi.com/sites/default/files/kutuphane/osmanlilarda_siyasal_bir_kurum_olarak_adalet_dairesi.pdf) temelleri Aristo’ya kadar dayanan ve oldukça önem atfedilen bir doktrindi.

İşte bu adaleti sağlamak üzere Osmanlı Devleti’nde “Kadı” olarak adlandırılan kişi, temelde yargıç olmakla beraber aynı zamanda idari görevleri ve yetkileri olan saraya (merkeze) bağlı bir görevliydi.

Kitaptan Öğrendiklerimiz

Genel anlamda kadılığın tanımı yapılacak olursa şu söylenebilir: Kadılık, İslam Ortaçağında ortaya çıkan adli ve idari bir görevdir. “Osmanlı’da Kadı, bir mahkeme yargıcı olduğu kadar aynı zamanda bir noter, şehirdeki vakıfların müfettişi ve tabii ki belediye reisidir.

Kadı, müftüler, müderrisler ile birlikte ilmiye sınıfına aittir. Kadılar mutlaka gerekli medrese tahsilini ve hukuk bilgisini kazanmış olmak zorundaydılar. Fatih Sultan Mehmet’in kurduğu “Sahn-ı Seman Medreseleri” kadıların mesleki eğitimi bakımından en önemli olaydır. Eğitimi tamamlayıp yaklaşık beş sene başkaca kadıların yanında mesleği öğrendikten sonra kadılar, belirli bir yargı çevresine atanmaktaydı. Sosyo-ekonomik nedenlerden ötürü belirli bir bölgede iki seneyi aşmazdı görev süreleri.

Kadı’nın sosyal-idari fonksiyonları değerlendirilirken on dört asırlık İslam tarihi içindeki evrimi göz önüne alınmadığından, bu kurumun İslam öncesi imparatorluklardan neleri, ne ölçüde miras aldığı üzerinde durulmamıştır.

İlber Ortaylı, Osmanlı Devleti’nde Kadı adlı bu çalışmasında kadıların tarihini ve yargı görevlerini, tayinini, görev süresini, yargı bölgesini, yardımcılarını, diğer memurlar arasındaki hiyerarşik ilişkisini ve Osmanlı mahkemelerinin nasıl işlediğini birincil arşiv kaynaklarını kullanarak anlatıyor.

İlber Ortaylı, geniş ufuklu tarihçiliğini koşturduğu bu kitabında, Osmanlı dünyasında kadının bütün boyutlarını okuyucusunun kafasında net bir resim çizerek ortaya koyuyor.

 

Yazarı tanıyalım

İlber Ortaylı 21 Mayıs 1947 tarihinde Avusturya‘da dünyaya geldi. Henüz iki yaşındayken ailesiyle birlikte Türkiye’ye göç etti.

Ortaylı, Ankara Atatürk Lisesi‘nden 1965 yılında mezun oldu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi‘nin tarih bölümünü 1970’te bitirdi. Halil İnalcıkMümtaz SoysalSeha Meray gibi önemli isimlerin öğrencisi oldu. Viyana Üniversitesi Slavistik ve Orientalistik Bölümü‘nde eğitim gördü. Yüksek lisans çalışmasını Chicago Üniversitesi‘nde Halil İnalcık ile yaptı.

Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde 1974 yılında doktor oldu. 1979 senesinde de “Osmanlı İmparatorluğunda Alman Nüfuzu” çalışmasıyla doçent oldu. 1983’te istifa edip Viyana, Berlin, Paris, Princeton, Moskova, Roma, Münih, Strazburg, Yanya, Sofya, Kiel, Cambridge, Oxford ve Tunus üniversitelerinde misafir öğretim üyeliği yaptı ve 1989’da Türkiye’ye döndü.

Osmanlı ve Rus tarihi ile ilgili makaleleri yerli ve yabancı dergilerde yayınladı. 2002 senesinde Galatasaray Üniversitesi’ne, iki yıl sonra da Bilkent Üniversitesi’ne konuk öğretim üyesi olarak görev yaptı.

2005 senesinde Topkapı Sarayı Müzesi başkanı oldu. Ortaylı 2012’de yaş haddinden emekli oldu.

Almanca İngilizce Fransızca Rusça ve Fars dillerini bilen Ortaylı, Uluslararası Osmanlı Etüdleri ve Avrupa İranoloji Cemiyeti üyesi, Rusya Federasyonu Bilimler Akademisi Şarkiyat şubesi onursal profesörü ve Bosna-Hersek, Makedonya ve Karadağ bilim ve sanat akademileri üyesidir.

Birçok kitabı bulunan İlber Ortaylı, şu an Galatasaray Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi’nde Türk Hukuk Tarihi dersi vermektedir.

 

 

About the author

Ömer Faruk Kafalı

Add Comment

Click here to post a comment