Ana sayfa » Tüm Yazılar » Edebiyat » Bunu Herkes Bilir – Emrah Safa GÜRKAN
Edebiyat Tarih

Bunu Herkes Bilir – Emrah Safa GÜRKAN

Emrah Safa Gürkan ’ın  Youtube’daki “Flu TV” üzerinden İlker Cankilioğlu ile yapmış olduğu “Olmaz Öyle Saçma Tarih” serisini izlediyseniz, bu kitabın belirli kesitlerine ve yazarın üslubuna aşina olacağınızı şimdiden söyleyebilirim.

Yazar, bu kitapta okuru herkesin özellikle internetten birkaç saniye içerisinde öğreneceği bilgilere boğmayacağını (kendi ifadesiyle “malumatfuruşluk” yapmayacağını) baştan aktarmaktadır. Gürkan, günümüzde geçerli akçenin bilgi yığını elde etmenin değil, bilgiyi analitik yöntemlerle yorumlamanın olduğunu vurgulamakta ve kitapta tüm değindiği konularda da bunu düstur edinmektedir.

Dolayısıyla kitapta konu olarak ağırlık Osmanlı Devleti’ne erilmiş gibi gözükse de, yazar daha ziyade, bu konular üzerinden merak edilen belirli soruları cevaplarken, bu cevaba ulaşma silsilesini mantık ve yorum kuralları çerçevesinde izah etmekte ve okuyucuya tarihi olaylar ve bilgilerde doğru cevaplara ulaşmak için nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini göstermektedir. Bu anlamda kitap tarihi bilgilerin de sorgulanması gerektiğini belirtmektedir.

“Herkesin hafife aldığı şu grotesk tarih kortejinin birbirinden ilginç kahramanlarının yaratacağı hafif bir tebessümden ve sıra dışı anekdotların verdiği şaşkınlıktan daha fazlasını hedefliyoruz: Okuyucunun geçmişini ve bugününü daha iyi kavrayıp geleceğini daha iyi planlamasını sağlamak ve ona entelektüel bir derinlik kazandırarak daha kaliteli bir yaşam sürmesine yardımcı olmak.”

Eserin ortaya koyduğu ve tavsiye ettiği analitik yorumlama yöntemini az da olsa öğrenmek isteyen ve bilhassa tarih merakı barındıranlar için okunmaya değerdir.

Kitaptan Öğrendiklerimiz

Yazar öncelikle Osmanlı’nın neden tarihin tozlu raflarına kalktığını ele almaktadır. “Ülkemizde tarihin geçmişle değil günümüzle ilgili bir uğraş olarak görüldüğü”nü ve bu nedenle tarihi olay ve olgulara doğru yaklaşılmadığını, tarihin idealler ve kavramlar etrafında değil, (lider kültü etkisiyle) şahıslar ile ilgilenmesi nedeniyle, konuyla ilgili tam manasıyla isabetli bir çalışma yapılamadığı belirtilmektedir.

“Osmanlı tarihinin en merak edilen konularının hemen hepsinin padişahların şahsiyetleriyle ilgilidir”

Emrah Safa Gürkan, “Osmanlı’nın geri kalması” savına ilişkin ideolojik yaklaşımların (özellikle İslam nedeniyle geri kaldığını) anlamsız olduğunu ve Osmanlının geri kalmasından ziyade, sosyo-ekonomik yapısının daha fazla gelişmesine müsaade etmediğini ve batılıların çok hızlı ilerlediğini tarihi vakıalara atıf yaparak bizlere göstermektedir. Müellif özellikle Protestan ahlakın bu ilerlemeye katkı sağladığını vurgulamaktadır.

Bir akademisyen olan yazar, Osmanlı ve Türkiye toplumunun yeterince okumamasından duyduğu elemi ve bunun menfi sonuçlarına değinmektedir. Kendisinden kitabın Türkiye’de  ihtiyaç listesinde 235. sırada yer aldığını öğrenmiş oluyoruz.

Emre Safa Gürkan
Osmanlı’ların Parthenon’un içine yaptıkları camiden antik eserlere pek ilgi duymadıkları belirtilmektedir (Bunu Herkes Bilir, Görsel 8)

Emrah Safa Gürkan ülkemizde yaygınca bilinen bir efsane olan Kanuni Sultan Süleyman’ın Piri Reis’i Amerika seferleri için desteklememesi meselesini de didaktik bir şekilde açıklamaktadır. Osmanlı’nın dönemin şartlarına göre, batılı ülkelerin aksine, coğrafi olarak son derece zengin bir bölgede olması nedeniyle ticari olarak okyanus keşif merakı olmaması, ve bundan da öte, Akdeniz ülkeleri arasında Osmanlı’nın Cebeli Tarık boğazına uzak olması ve buna göre de Osmanlı gemilerinin okyanus sularına uygun olarak geliştirilmemesinin ikna edici bir şekilde açıklamaktadır.

Yazar bunlar gibi, “Osmanlılar Türk müydü?”, “Müslümanlar Neden Amerika’ya Gitmedi?”, “Fatih Gemileri Karadan Yürüttü mü?” ve daha başkaca soruları da ayrıntılı bir incelemeyle açıklamıştır.

Emrah Safa Gürkan, tarihin koleksiyonerlik veya antikacılık gibi bir hobi olmadığını ve birey ile toplum olarak daha kaliteli bir yaşam için aktif bir uğraş gerektirdiğini ve amacının okuyucunun bu konuda daha duyarlı hale gelmesini amaçladığını belirterek kitaba nokta koymaktadır.

 

Yazarı tanıyalım!

Emrah Safa Gürkan 16 Ocak 1981 tarihinde Kocaeli‘nde dünyaya geldi. 2003’te Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde lisans bitirmiştir. Aynı üniversitede Halil İnalcık’ın danışmanlığında yazdığı “Ottoman Corsairs in the Western Mediterranean and Their Place in the Ottoman-Habsburg Rivalry (1505-1535)” adlı tez ile 2006 yılında yüksek lisans derecesini ele etti. 2012 yılında ise Georgetown Üniversitesi’nde “Espionage in the 16th Century Mediterranean: Secret Diplomacy, Mediterranean Go-Betweens and the Ottoman-Habsburg Rivalry” başlıklı tez ile doktor unvanını almıştır.

Medeniyetler arası diplomasi, saray hizipleri, Osmanlı stratejisi ve karar alma mekanizması, serhat çalışmaları, korsanlık, kölelik ve ihtida konuları üzerine uzmanlaşan Emrah Safa Gürkan çeşitli uluslararası dergilerde makaleler yayınlamıştır.

Gürkan 2018 yılında Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) tarafından Üstün Başarılı Genç Bilim Adamı Ödülü (GEBİP) ile  “Sultanın Casusları” adlı eseri için Bilimsel Telif Eser Ödülü almıştır. Gürkan halihazırda 29 Mayıs Üniversitesinde Öğretim Üyesi’dir.

#EmrahSafaGürkan

 

…Yazarı Tanıyalım…