Ana sayfa » Tüm Yazılar » Edebiyat » Adı: Aylin – Ayşe Kulin
Biyografi Edebiyat Roman

Adı: Aylin – Ayşe Kulin

Adı: Aylin, Ayşe Kulin’in biyografik eserlerinden biridir. Gerçek yaşam hikayelerini okumayı sizler de benim gibi seviyorsanız, bu romanı da seversiniz diye düşünüyorum. Ayşe Kulin ‘in Füreya adlı eserini okuduktan sonra onun etkisinden çıkamayıp, akabinde bir başka gerçek hayat öyküsü olan “Adı: Aylin” kitabını okurken kendimi buldum. Açıkçası Füreya’daki etkiyi bu romanında bulamadım. Ama karşılaştırmak ne derece doğrudur ki diye de kendime sormadan edemedim.

“Adı: Aylin” romanında Aylin Devrimel’in hayatı anlatılmaktadır. Aylin’in Ayşe Kulin’in akrabası olması nedeniyle, hayatına dair  birçok ayrıntıya rahatlıkla ulaşılmış ve okuyucuyla da paylaşılmış. Aylin, hayatında birçok hata yapmış ve her seferinde toparlanmasını bilmiş, hayatı boyunca da birçok başarılar elde etmiş bir kadın.

Aylin, kökleri Giritli Deli Mustafa Naili Paşaya dayanan bir aileden gelen, sosyo-ekonomik olarak, ara ara dara düşseler de, iyi şartlarda ve hep güçlü ilişkileri olan bir ailede doğar ve büyür. Kendisi Amerikan lisesini bitirir ve yurt dışına okumaya gider. Dönemine göre gayet iyi şartlarda büyütülür. Nilüfer adında ikinci annesi sayılabilecek bir ablaya sahiptir. Annesini sürpriz bir şekilde kaybetmesiyle bir buhran yaşamaya başlar ve genç yaşta yaptığı seçimlerle inişli ve çıkışlı bir hayat sürer. Kitapta, 20’li yaşlarda ani bir kararla Libya kralının kardeşi ile evlenip prenses olur. Bu evlilikten hiç mutlu olamaz ve bin bir güçlükle boşanır.

Hayatını bir yola koymak ister ve herkesin “bu saatten sonra yapamazsın” demesine bakmaksızın, 26 yaşında tıp eğitimi almak üzere İsviçre’ye gider. Romanda bu kısımlarda anlıyorsunuz ki Aylin, hiçbir zaman “dur yapamazsın” diyenlere kulak veren biri değil, aksine “yapamazsın” denilen şeyleri yaparak başarıya ulaştığı şeyler tonla sıralanır. Bu noktada özellikle genç yaştaki insanları okurken bilhassa da kadınları motive etmektedir. Devamında başarılı bir eğitim alır ve soluğu ABD’de alır. Çok başarılı bir psikiyatr olur.

Amerika ve Psikiyatri

Aylin
Aylin

Aylin, hayatı boyunca dört kez evliliği dener. Kiminde de mutluluğu yakalar. Ama rutinler ve devamlılıktan bir süre sonra hep bıkar ve evliliklerinin de çoğunluğu onun yüzünden biter. Çok başarılı bir psikiyatr olmasına rağmen, ben hayatını okurken bir türlü ne istediğine karar verememiş, doyumsuz bir kadın da gördüm. Çok fazla istemiş olmasına rağmen bir türlü çocuk sahibi olamamıştır. Ablası Nilüfer’in kızı Tayyibe’yi kendi kızı gibi bilmiş, küçüklüğünden itibaren eğitimiyle sıkı sıkıya ilgilenmiş ve yanında büyütmüştür.

Aylin, yaş alsa da dış görünümüne özen gösterir ve dikkat çekerdi. Mesleki başarısı ve sosyal kişiliği sayesinde hatırı sayılır da bir çevresi vardı. Son yapmış olduğu evlilikte de eşiyle böyle bir arkadaş grubunda tanışmıştır. Yönetmen olan eşiyle olan ve mutluluk ve huzur arayışlarında olduğu evliliğinde de ne yazık ki sürdürememiştir. Üvey evlatları sebebiyle baştan itibaren evlilikleri çok sorunlu olmuştur. Kaçışı yine mesleğinde bulan Aylin, bir başvuruda bulunup kendini ABD ordusunun içinde yarbay rütbesinde bulur. İki yıllık bir sözleşme ile her şeyini arkada bırakıp, Körfez savaşında savaşmış olan askerlerin iyileştirilmesi programında kendini bulur. Orduda da birçok başarıya imza atar ve çok takdir edilir. Fakat kural tanımazlığı ve dürüstlüğü orada da başını derde sokar. Ordu içinde gizli kalması gereken, üstü örtülmesi gereken şeyleri saklı kalmasına razı gelmez ve ordu ile arası açılır.

Aylin’in Esrarengiz Ölümü

Joe, Aylin ve Toby, Bedford'daki evlerinde, Aylin orduya katılmadan önce
Joe, Aylin ve Toby, Bedford’daki evlerinde, Aylin orduya katılmadan önce

Tam bu olaylar içinde eşiyle de yolları ayrılmıştır. Boşanma davasını ilk kez karşı taraftan açılır. Bin bir umutla kurduğu bu evlilikte de mutsuz olmuştur. Dahası kitapta artık yaşı ilerlemiş bir Aylin görüyorsunuz; onca yaşadığı şeyden sonra yalnız kalmış, hayal kırıklarına uğramış bir Aylin. Bu olaylar olurken Aylin, esrarengiz bir şekilde ölü bulunuyor. Cenazesini bile hizmetçisi tarafından iki gün sonra bulunuyor. Kitap zaten tam da buradan Aylin Devrimel’in cenazesinden başlıyor. Kitabın sonunda artı bir bilgiye kesinlikle sahip olamıyorsunuz. Gerçekten bir cinayete mi kurban gitti ? Arkasından kimse bir soruşturma açtırmadı mı ? Yoksa öldüğü ile kaldı mı bilmiyorsunuz. En azından okuyucuya artı bir kaç bilgi verilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Aylin'in Calverton Cemetry'deki mezarlığı
Aylin’in Calverton Cemetry’deki mezarlığı

Aylin’in, farklı bir yaşam öyküsü olduğu kesin. Fakat yazar, yakını olduğu için mi bilinmez, bana çokta objektif yazmış gibi gelmedi. Halbuki artıları kadar eksilerini de aynı mesafede durup yazabilseydi okuyucuyu daha iyi hikayenin içine alabilirdi diye düşünüyorum. Yine de Ayşe Kulin’in, akıcı ve sürükleyici anlatımıyla çok rahat okuyabileceğiniz bir romandır.

Okuyanlardan yorumlarınızı beklerim.

 

Yazarı Tanıyalım!

Ayşe Kulin, 28 Ağustos 1941’de İstanbul’da doğmuştur. Kaleme aldığı biyografik eserleri ve romanlarıyla çok okunan yazarlardan biri olmuş ve birçok ödül kazanmıştır. Üslubundaki akıcılık ve yalınlıkla büyük övgü alan yazarın öykü ve kitapları senaryolaştırılıp beyazperdeye aktarıldı.[2] Arnavutköy Amerikan Kız Koleji Edebiyat bölümünü bitirdi. Çeşitli gazete ve dergilerde editör ve muhabir olarak çalıştı. Uzun yıllar televizyon, reklam ve sinema filmlerinde sahne yapımcısı, sanat yönetmeni ve senarist olarak görev yaptı.

 

 

 

…Yazarın Tüm Yazıları…