Ana sayfa » Tüm Yazılar » Siyaset » Hayvan Çiftliği – George Orwell
Modern Klasikler Siyaset

Hayvan Çiftliği – George Orwell

Bugün beni derinden etkileyen bir kitabı sizin için değerlendirmek istiyorum: Hayvan Çiftliği… George Orwell’in kaleme aldığı Hayvan Çiftliği yergi biçimiyle okurlara farklı bir bakış açısı sunuyor.

 

Başlamadan önce…

Siz de benim gibi kitap sayfalarında geziniyorsanız Hayvan Çiftliği ile karşılaşmamanız içten bile değildir. Okumak konusunda ne kadar geç kalsam da -yazar burada yanlış zamanlamadan yakınarak okurun anlayışına sığınıyor- hala başlamamış olanlara buradan bir mesaj bırakıyorum: OKUMAYAN KALMASIN!  Çünkü ben günlerce etkisinde kalacağımdan habersiz kitabı elime aldım ve bitene kadar hiç bırakamadım.

 

hayvanlar çiftliği

George Orwell’in bu kitabını anlayabilmek için tarihi figürlerin aralarındaki ilişkileri yakından takip etmek gerekiyor. Çünkü sosyalizm eleştirisi yapılan bu eserde ele alınan kişi Stalin’dir. Rus devriminde Stalin-Troçki çekişmesi kitabın ana dayanak noktasıdır.

Bu konu hakkında yapacağınız araştırma kitapla kolay ilişki kurmanızı sağlayacaktır. Zaten kitapta yöneticilerin domuz olarak gösterilmesi de bir tesadüf değildir. Diğer hayvan karakterlerin kimi simgeledikleri net değilken, komşu çiftliklerin sahiplerinden birinin kapitalist İngiltere’yi diğerininse Nazi Almanya’sını temsil ettiği iddia edilir.

 

“Değişim isteyen liderler devrim yapar, her devrim değişim vadeden insanların değişmesiyle önemini kaybeder.” Tam anlamıyla kitabı bu sözle özetleyebiliriz. İsminde belirtildiği gibi kitap bir çiftlikte geçiyor. Peki bu çiftlikte neler oluyor?

Her çeşit hayvanın bulunduğu Beylik Çiftliği’nde bir hareketlilik yaşanır. Bu hareketliliğin nedeni çiftliği en yaşlı ve bilgilisi olan Koca Reis’in samanlıkta tüm hayvanlara bir konuşma yapmak istemesidir. Ölmeden önce gerçekleştirdiği konuşmada insan denen canlının sömürüsü altında olmadığı başka bir dünyadan söz eder.

Sadece kendileri için çalışarak yaşayacakları bir dünya… Mevcut insan yönetiminden memnun olmayan hayvanlar Koca Reis’in ölümünden sonra, onun göstermiş olduğu yoldan ilerlemek için çabalar. En sonunda çiftlik sahibini çiftlikten uzaklaştırarak çiftliğin yönetimine el koyarlar. Çiftliğin artık yeni bir ismi vardır: HAYVAN ÇİFTLİĞİ.

“Siz aşağı kesimlerden hayvanlarla uğraşmak zorundasınız; biz de bizim aşağı sınıflarımızla uğraşmak zorundayız!

 

Başta her şey güzel gider. Hayvanların yıllarca hayalini kurduğu an gelmiştir. Çok çalışıp az yem aldıkları günler geride kalmıştır. Artık kendileri için çalışıp kendileri için yaşayacaklardır. Bu yaşam koşullarına adapte olmak adına kendi aralarında bir görev paylaşımı yapar. Herkes kendi gücünün yettiğince çalışmalara katkı sağlar. Yönetimi kabiliyeti üstün olan domuzlar ele alır. Domuzların oluşturduğu stratejiyle çiftlik geçimini sağlar. Görevler ne olursa olsun tüm hayvanlar eşittir.

“Bütün hayvanlar eşittir. Ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir.”

 

Hayatlarını sömüren insanlar en büyük düşmanlarıdır. Bu düşmanlar çiftliği geri almak için bir plan yapar. Çiftliğin eski sahibi John komşu çiftlik sahiplerinden destek alarak hayvanlara karşı bir savaş başlatır. Cephede özveriyle savaşan hayvanlar çiftlik sahibini püskürttür. Bu zafer onlara ciddi bir güven verir. Bundan böyle her şeyi yapabileceklerine inanmaya başlarlar. Bir gün çiftliği yöneten Snowball bir projeden bahseder. Boş bir düzlüğe değirmen yapılması halinde çok çalışmadan daha fazla hasat elde edebileceklerini dile getirir. Bu fikre karşı olan Napoleon yetiştirdiği köpekleri darbe için kullanır. Bundan sonra çiftlikte hiçbir şey eskisi gibi olamayacaktır.

“Dışarıdaki hayvanlar tam o sırada bir gariplik sezerler. İnsanlar ile domuzları birbirinden ayırt edememektedirler. İnsanlar domuzlara, domuzlar insanlara dönüşmüştür.”

 

George Orwell’in sosyalizmi benimsemesine rağmen yapıcı bir şekilde sistem eleştirisi yapması değerlendirilmesi gereken ayrı bir noktadır. Kitabı tamamladıktan sonra Çapski adındaki arkadaşından II. Dünya Savaşı esnasında Stalin’in göstermiş olduğu özveriyi öğrendikten sonra, kitabında düzenlemeye gitme ihtiyacı hisseder.

Çiftliğe insanlar tarafından saldırı yapıldığı kısımda “…bütün hayvanlar kendilerini karınüstü yere atıp yüzlerini kapattılar.” geçen ifadeyi, Stalin’e haksızlık etmemek adına “Napoleon hariç bütün hayvanlar kendilerini karınüstü yere atıp yüzlerini kapattılar.” şeklinde değiştirir. George Orwell’in yerden yere vurduğu Stalin’e bile hakkını teslim etmesi, adalet konusundaki hassasiyetini gözleri önüne serer.

hayvanlar çiftliği

“Birden avlunun oradan, korkunç bir kişneme duyuldu. Hayvanlar ürkerek oldukları yerde kaldılar. Ve Clover’ın gördüğünü onlarda gördüler: Arka ayakları üzerinde yürüyen bir domuz.

 

Kitabın başlarında “Bütün hayvanlar eşittir!” diyen koca reisin sözler değişikliğe uğrar. “Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir.” Aslında kitap sonlarında gerçekleşen bu değişiklik bir baskı rejiminin bitip diğerinin başladığını ifade eder.

 

hayvanlar çiftliği

Okuyup tesirinden çıkmadığım çok az kitap olmuştur. Hayvan Çiftliği de onlardan biri… Kitabın son sayfasına geldiğimde kendimi içinde bulunduğum dünyanın anlamını sorgularken buldum. Bu durum günler hatta haftalar sürdü. Eminim ki bu eseri okuduktan sonra kritiğini yapmak için yana yakıla birilerini arayacaksınız.

 

 

 

Yazarı Tanıyalım!

George Orwell

İngiliz edebiyatının önemli yazarlarından olan George Orwell 25 Haziran 1903 yılında Hindistan’da dünyaya gelmiştir. Asıl adı Eric Arthur Blair olan yazar bu adını çok kullanmamıştır. Döneminde sadece soyluların gidebildiği Eton Koleji’nde okumuştur. Bu okulu bitirdikten sonra üniversiteye gitmeyip Birmanya’da İmparatorluk Polis Okulu’nda görev yapmıştır. Buradaki haksızlıklara ve işkencelere dayanamayan yazar tekrar Avrupa’ya dönmüş ve çeşitli mesleklerde çalışmıştır.

George Orwell bir müddet maddi olarak sıkıntı çektikten sonra çok sevdiği yazar olan Jack London’ın izinden giderek yazar olmaya karar vermiştir. İspanya iç savaşında bir keskin nişancı tarafından gırtlağından vurularak ölümden dönmüştür. 21 Ocak 1958 tarihinde Londra’da veremden tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmiştir.

George Orwell roman, deneme ve fabl gibi çeşitli türlerde eserler vermiştir. Sade bir üslupla derin gözlem yeteneğini konuşturmuştur.

George Orwell kitap yazarken kendi kurallarını oluşturmuştur. Daha önce kullanılan mecazları kullanmamaya özen göstermiştir. Kısa cümleler dururken uzun cümlelerin gereksiz olduğunu belirtmiştir. Gereksiz kelimelere yer vermemiştir.

Aktif bir anlatım tarzını benimsemiştir. Yabancı kelimeler ve bilimsel semboller yerine basit kelimeleri kullanmayı tercih etmiştir. Her yazarın kendine ait kurallarının olması gerektiğini savunmuştur. Bunu da kendini takip eden insanlara öğütlemiştir.

 

… Yazarın Tüm Yazıları …

About the author

Furkan Erbek

Add Comment

Click here to post a comment