Ana sayfa » Tüm Yazılar » Gezi Yazısı » Aşkın Adresi: VERONA
Gezi Yazısı

Aşkın Adresi: VERONA

Hazır sevgililer günü yaklaşmışken sevgi, aşk denince akla gelen ilk şehirlerden biri kesinlikle İtalya’nın kuzeyinde yer alan Verona’dır. Italya’nın tüm sokaklarına aşk kokusu sinmiş olabilir fakat Verona’nın havası bir başka. Bir süredir hayallerimi süsleyen bu romantik şehire ironiktir ki tek başıma gittim :/ .

  İtalya’ya tek başına gitseniz bile asla sıkılmazsınız çünkü tek kalmazsınız, italyanca bilmeseniz dahi kendinizi İtalyanca konuşan biri ile diyalog içinde bulmanız an meselesidir.  Kişisel önerim, İtalya’ya gitmeden yüksek sesle müzik dinlemenizdir, böylece bize göre bağırarak konuşan İtalyan halkına karşı kendinizi önceden hazırlamış olursunuz.

  Gel gelelim Veronaya; Milano ve Venedik’e olan yakınlığından her mevsimde turisti bol ve bundan dolayı fiyatlar biraz yüksek. Kaç gün yeter derseniz günübirlikte gezilebilir günlerce de kalınıp o romantik havası solunabilir. Onun dışında kalacak olursanız şehir vergisi ödeyeceğinizi unutmayın (gecelik kişi başı 2.5 Euro)

Verona da 13 yy. da Monticoli ve Dal Capello ailelerinin yaşadığı ve birbirine düşman oldukları söylenir, bilin bakalım bu ailelerin düşmanlığı kime ilham vermiş olabillir ta ta ta taaaaam doğru cevap!! Tabi ki kelimeleriyle okuyanın kalbini hızla çarpasına sebep olan William Shakespeare. ❤

william.JPG
Julietin evinde W.Shakespeare büstü

Romeo&Juliet  okumayan, hadi okumazsa da bilmeyen kaldı mı şu dünyada? Ölümsüz aşkın simgesi, aşk için ailelerini karşılarına alan , aşkları uğruna ölen iki gencin hikayesi.

Shakespeare sayesinde turistik olarak ünlendi Verona ve bunu kullanmayı iyi bildi.

Her sokakta, her binada, her taşta hatta havasında aşkı hissedebiliyorsunuz. Sokakta duvarda her yerde kalp figürleri görmenin yanı sıra yaşlısından gencine herkes aşk yaşıyor bu şehirde.Yanındakine sarılmadan yürümek yasak, öpmeden durmak idam demek neredeyse. Sokaklarında sevgili ile dolaşmak nasıl duygu bilemem ama köşeyi dönüp hayatınızın aşkını bulabileceğinizi hissettiğiniz büyülü bir yer burası, bunu söyleyebilirim.

Ve tabi ki her gidenin aklında ki yer:

 

 

 

 

Julietin evi (Casa di Giulietta)

 

tablo.JPG

Şehrin bu atmosferi nereden aldığını anlatmaya geldi sıra. Juliet karakterine ilham olan kadının bu evde yaşadığı varsayılıyor. Ev bir çok tadilattan geçmiş ve müze halini almıştır.  İçerisinde filmlerde karakterleri canlandırırken kullanılan kostümlerin yanı sıra eski dönem mobilyalarda görülebilir. Veee tabi ki evin en popüler yeri o meşhur BALKONA çıkıp aşağıda uğrunuza ölecek aşık birinin şiir gibi konuştuğunu hayal edebilirsiniz ama bunun için önce giriş ücreti ödemeniz gerekir!

julietkostumromeokostum

ev.JPG

 

 

Şehrin tamamında aşk solsanızda aşkı ticarete döndürmenin en güzel halini de görmüş oluyorsunuz. Hatta  isterseniz Julietin evinde nikah kıyıp o balkonda gelin damat fotoğraflarınızı çektirebilirsiniz , tabi ki bunun ücretini sorarak kalp spazmı geçirmek istemedim.

Balkona gelecek olursak;

balkon
Juliet heykeli ve meşhur balkon

 

Hani şu hararetli konuşmanın geçtiği balkon var ya hee işte o balkon hiç var olmamış ve piyeste de balkon kelimesi hiç geçmiyormuş 😱. Bina restorasyon yapılırken George Cukor’un uyarlaması olan Romeo ve Juliet filminden esinlenerek yapılmış ve oradaki balkonun turistik potansiyeli öngörülerek eklenmiş binaya.

Ama herşey bu kadar kötü değil tabi asıl görülmesi gereken evin girişi ve avlusu. Girişteki tünelin tamamı aşkları içine sığmayıp duvarlara yazan çizenlerin yazılarıyla dolu, bazıları o kadar yüksekte ki nasıl oraya yetiştiler diye şaşmamak elde değil.

 

 

 

 

 

 

duvar.JPG

 

  Aşk tünelinden geçip avluya girdiğinizde ev sahibi olarak Juliet heykeli karşılıyor bizleri. Sağ göğsünün  diğer yerlerine göre daha aşınmış olduğunu görünce şaşırmayın; kim uydurmuş bilmem ama eğer Julietin sağ göğsüne dokunursanız aşkta şans getireceğine bahtınızın açılacağına inandırmışlar insanları. Tabi ki boş durur mu gelenler, ellemeyi geçtim yalayanı gördü bu gözler!

 

julietheykel.JPG

 

Bir zamanlar notları evin duvarına sıkıştırıp üzerini sakızlarla kapatıyorlarmış,  pek hoş olmayan bu görüntüyü evin duvarlarına zarar veriyor gerekçesi ile yetkililer temizletip evin duvarlarını çevrelemekle kalmamış aynı zamanda  bir güvenlik görevlisi de bulundurup yasağa uyulmasını amaçlamışlar. Ama diğer duvarlarda asma kilitler notlar vee tabiki sakızlarını yapıştıranları net bir şekilde görebilirsiniz.

kilitler.JPG
Kilitler için ayrılan kısım

Juliet’in mezarı

William’ın piyesi ile  birlikte şehirde ünlenen bir diğer yer ise Julietin olduğuna inanılan mezar. Bu mezarın ilgi çekici özelliği ise 1930 da Ettore Solimani adlı  mezar bekçisi, bırakılan dert dolu Juliete yazılan notu bulmuş ve ona Juliet adına cevap vererek, Juliet klübünün temelini atmış olması.

Juliet klübü

Evet yanlış duymadınız  sevgilinizle derdiniz mi var, kocanızla mı anlaşamıyorsunuz, ya da yalnız mısınız ve tüm bunlar olurken terapiye paranız mı yok hemen [email protected] adresine mail atıp derdinizi anlatın ve sekreterlerden birinin cevabını bekleyin. Bu arada da bütçe dostu blogunuzun yeni yazılarını takip etmeyi unutmayın 😉

dearjuliet.JPG

Şimdi şöyle ki gelen mektupları e-mail leri, Juliet adına cevaplayan bir ekip var kendilerine Julietin sekreterleri diyorlar.  Aşk , sevgi, aile gibi  sorununuzu Juliete anlatırmışçasına yazıyorsunuz ve sekreterler size cevap verip tavsiyelerde bulunuyorlar..Sadece bununla da kalmıyorlar Julietin doğum günü etkinlikleri düzenliyorlar, 14 şubatta en romantik mektubu yazana ödül veriyorlar , aynı zamanda yılın en romantik kitabını seçiyorlar ve törenler düzenliyorlar.

Julietin evinde onlara direk bağlı bir posta kutusu ve direk yazabileceğiniz ekranlar var. Tam ay bunlara kim yazar dicektim ki  her yıl 50.000 mektup aldıklarını duyunca susup yoluma devam ettim.

Bu konu ile ilgili bir tavsiye de ‘Letters to Juliet’ adlı 2010 yapımı olan romantik film. İzlerseniz evin önceki halini ve sekreterlerin çalışma şekillerini daha iyi görebilirsiniz.

 

 

Romeo’nun evi

Şimdi olay Romeo&Juliet iken neden hep Julietten bahsettik, şu sevdiği kızın dudağından zehirlenip ölen garibanın anısına bişey yok mu derseniz var efendim! Var da şöyle ki  Romeo’nun ailesine ait olduğuna inanılan evi müzeye çevirememişler. Yetkililerin tüm ısrarına rağmen sahipleri tarafından satışa sunulmamış ve günümüzde şahsi mülk olmasından dolayı  içeri girme şansı yok. Sadece dışardan görülebilir olduğundan hakkında söyleyeceklerim bu kadardı.

Artık ünlü çiftimizin etkisinden çıkıp şehri keşfedelim.

Ve buna meydanlardan başlayalım.

Erbe Meydanı(Piazza del Erbe)

erbepazar.JPG erbe.jpg

Erbe meydanı şehrin en canlı yeri diyebilirim. Binalarla çevrili olan meydanda sabahları kurulan pazar hediyelik almak isteyenler için güzel bir fırsat ve çeşit sunuyor.

erbecesme.JPG
Veronalı Meryem Çeşmesi

Meydanda  bir çok heykel ve tarihi yapı bulunmakta.  En önemlisi de meydanın ortasında bulunan çeşme. Çeşmenin üzerinde Veronalı Meryem heykeli var ve turistler arasında içine para atıldığında, iş hayatında uğur getirdiğine inanılıyor. Yani klasik turist mantığı: Çeşme varsa para at. Çeşmenin arkasında bulunan Pallazzo Maffei ‘nin çatısında Herkül, Jupiter, Venüs, Merkür , Apollo ve Athena heykelleri görünüyor.

Tüm binaların altında ise taze pizza ve makarna kokularıyla sizi misafir etmek için bekleyen restoranlar var.  Akşam saatlerinde buralarda turistten çok yerlilerin Campari likörü veya Spritz eşliğinde sohbet ettiklerini görebilirsiniz.

Lamberti Kulesi

Şehrin en yüksek kulesidir, Verona ya yukardan bakıp güzel bir manzara görmek için çıkılabilirsin , aaa yok ben öyle merdiven falan çıkamam diyorsanız da üzülmeyin, sizleride ekstra vereceğiniz 1 € karşılığında asansör ile çıkarıyorlar. Yani anlayacağınız hizmette sınır yok 🙂

lamberti.jpg
Lamberti Kulesi Girişi

Bra Meydanı

 Şehrin en büyük meydanı. Arenanın da bulunduğu meydan .

Arena di Verona

arena.JPGRoma’daki Kolezyumdan önce yapılmış olmasına rağmen, günümüze kadar daha iyi şekilde korunmuş olması beni şaşırttı doğrusu . İçerisi sadece turistik geziler için değil aynı zamanda konser salonu olarak da kullanılmakta.  Yazları Opera festivali burada gerçekleşir ve 20.000 kişiye kadar kapasitesi vardır. O atmosferde konser dinlemenin nasıl unutulmaz olacağını hayal edemeden duramadım.   

Via Manzinni: Şehrin alışveriş caddesi

Castelvecchio – Eski Kale

kalemanzara.JPG

14 yy. da  Kırmızı tuğladan yapılmış olan bu kale tarihi boyunca Della Scala ailesine  ev sahipliği, silah deposu ve zindan olarak kullanılmıştır. Onun dışında18 yy. da Napolyona da ev sahipliği yapmış ve 20 yy da müzeye dönüştürülüp önemli tablolar , heykeller getirilerek sergilenmeye açılmıştır. Ayrıca müzenin bir salonu tamamen kalenin tarihini anlatmaktadır.

kale.JPGkaledis.JPGkalekopru.JPG

Kaleye ait taştan köprü (Ponte Scaligero) ise o kadar sağlam yapılmış ki 500 yıl dayanmış ve belki de daha fazla dayanacaktı lakin 1945 te Hitler ordusu Veronadan çekilirken Köprüyü patlatmışlar. Yenileme çalışmaları  ilk haline uygun olarak yapılmıştır ve köprüden diğer tarafa geçtiğinizde kalenin asıl ihtişamını karşıdan görebilirsiniz.

Duomo di Verona

Duomodis.JPG

Meryem Ana ya adanmış şehrin en büyük katedralidir kendisi. İçerisini gezmek tabi ki ücretli ve duvarları Italya daki bir çok katedral gibi heykeller, genellikle veronalı ünlü ressamların tabloları ve fresklerle kaplı.

Giardino  Giusti

GG.jpg

Devasa bir italyan bahçesine hoşgeldiniz efendim. (7 Euro karşılığında tabii ki) . Bahçenin içinde yok yok. Diana, Apollo ,Venüs gibi  mitolojik karakterlerin heykelleri, tabi ki çeşmeler, mağaralar ve şehrin panoramik tadını çıkarabileceğiniz kasırlar.

Zamanında Mozart, Goethe, Ruskin ve hatta Rus Çarı Alexander I. gibi önemli kişiler ziyaret etmiş burada Gusti ailesini.

Ben kış ayında gittiğimden bazı yerlerde hala kar vardı o yüzden asıl olay olan tepeye çıkıp manzara izleme kısmı benim için biraz çamurlu ve kaygan geçti. Peki değdi mi? Eveeetttt., sessizlik içinde tüm şehrin tadını doya doya çıkardım.

Yeme – İçme

torta.jpg

tortini.jpg

Bildiğimiz pizzalar, mükemmel makarnalar, ravioliler, bruschettalar ve tabi ki Gelattolar, yani klasik İtalyan mutfağı var burdada. Verona ya özgü lezzet olarak ise Torta Castelvecchio baya baharatlı bir kek ve Tortino di Sbrisolona adında bademli bi kurabiyemi desem ne desem bilemediğim sözüm ona tatlıları var. İkisinden de memnun kalmayınca bildiğim tatlıya yönelip 3-5 adet cannoli yiyip mideme bayram ettirdim.Tatlı seviyorsanız, cannoli den şaşmayın derim.

pizza.jpgcannoli.JPGgelatto.JPG

Daha fazla zamanınız varsa çevre de gezebileceğiniz yerlerde şöyle: Castelo San Pietro, Arkeoloji Müzesi, Antik tiyatro ve benim çok merak edip gidemediğim Garda gölü de var, haberiniz olsun.

Buraya kadar okuduysanız vaooovv harikasınız teşekkürler 😍

About the author

isidacglyn

Add Comment

Click here to post a comment