Ana sayfa » Tüm Yazılar » Gezi Yazısı » Bir Haftasonu Rotası : ÜSKÜP
Gezi Yazısı

Bir Haftasonu Rotası : ÜSKÜP

Haftasonu şöyle yurt dışına gideyim ama uzak olmasın, bizim gibi ama aynı zamanda değil gibi, yemek konusunda zorlanmayayım ama yinede farklı tatlarda deneyeyim ve en önemlisi vizesiz olsun (en azından şimdilik) diyorsanız okumaya devam edin efendim 😊

Makedonya 542 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu hakimiyeti altında kalmış, Balkan Savaşları sonrası kaybedilmiş ve daha sonrada toprak bütünlüğünü sağlayamayıp Bulgaristan, Yunanistan ve Yugoslavya tarafından paylaşılmıştır. Şu anda ise 1991’de bağımsızlığını ilan eden, Yunanistan Sırbistan, Kosova, Bulgaristan ve Arnavutluk arasında sıkışıp kalmış minik bir ülke konumunda. Etnik bakımdan zengin olan ülkede, Ezan sesi ile Çan sesi birbirine karışmakta. Bir diğer önemli tarihi bilgi ise Makedonya, topraklarında büyük komutanlar yetiştirilmiş olmasıdır. Bunlara en iyi örnekler Büyük İskender, Justinyen ve Mustafa Kemal ATATÜRK’tür🇹🇷!

Para birimi Makedon Denarı, 60MKD=1 Euro’ya karşılık geliyor ve asgari ücret 200 Euro civarında. Ne yazık ki, bizdeki sürekli artan kur farkı ve şehrin gittikçe turistik olarak büyümesi fiyatlara yansımış. Benim ohh be paramın değerli olduğu, ucuza yiyip gezeceğim sonunda diyerek yola çıktığım Üsküp bu konuda beklentimi pek karşılamadı ne yazık ki.

Tabi ki diğer avrupa ülkelerine göre daha ucuz olduğu kesin ama bize göre ise çok az bir fark var.

 Görmeden-yemeden dönmeyin listesi geliyor şimdide:

Makedonya Meydanı

meydan

 

Ne yaparsan yap yolun burdan geçecek arkadaş.

Geziye başlamak için en doğru nokta burası, şehrin kışın dahi en hareketli yeridir kendileri, yani kışın saat 5’ten sonra 6-7 kişi görebileceğiniz tek yerde diyebilirim🙄 .

Tam ortada Büyük İskendere ait kocaman heykel bulunuyor. Çevresinde ise Marriot otel, eski tiyatro binası, ordu evi, restoranlar, alışveriş için mağazalar ve kocaman bir Halkbank tabelası var.

Müzeler ve Heykeller

Üsküp 2014 Projesi kapsamında turistik açıdan şehri daha cazip hale getirmek için yetkililer tarafından, şehrin bir çok yerine müzeler ve heykeller inşa edildi.heykeller.JPG

Üsküpü tek kelimeyle anlat derseniz o kelime kesinlikle ‘heykel’ olur. Her yerde ama her yerde köprülerde, binalarda, nehrin kenarında içinde, her sokağın başında neredeyse heykel var bu şehirde 🙄 Bir yerden sonra kimin heykeliymiş niye yapılmış diye merak etmeyi bırakıp, heykel olmayan yer aramaya başladım.

 

 

müze.jpg

Onun dışında görülecek bir çok müzede var. Arkeoloji Müzesi başı çeksede, Makedonya Mücadelesi Müzesi, Rahibe Teresa Evi  ve bir çok başka görülmeye değer müzelerde  bulunmaktadır.

Türk Çarşısı

türk çarşısı.jpg

Hediyelik dükkanların, köftecilerin , gümüşçülerin ve kuyumcuların olduğu; ince belli bardaktan çay içip tavla oynayan esnafın, börekçilerin ve restoranlarına ‘gel ablam gell’ diye davet eden garsonların olduğu bu sokaklar hep Türk Çarşısı.

Hazır çarşıdayken, Makedonya’dan ne alınır derseniz, etrafınıza bakın kesin göreceksiniz Makedon incilerini. Asıl yeri Ohri olsa da Üsküpten de uyguna inci alabilirsiniz. Hemde öyle böyle inciler değil bunlar, sultanlara yakışır cinsten kolyeler yüzükler, erkeklere özel inci tesbih bile var. Özel birine, özel hediye alıyorsunuz anladık ama pazarlık yapmayıda sakın unutmayın.

Osmanlı etkisi 

Yukarda da bahsettiğim gibi 542 yıl Osmanlı egemenliği altında bulunan ülke, o dönemden kalan bir çok yapıya ve bunu halen sindiremeyen yetkililere sahip .

Şehir Üsküp 2014 Projesi kapsamında büyük bir değişim içerisinde. Yetkililer kollarını sıvamış ve bir çok yere müzeler ve heykeller inşa ettirmiş. Fakat Osmanlı’dan kalma eserlere aynı özen gösterildiğini söylemek zor.

Mesela Millenium Christ, tamamen yetkililerin Hristyanlığı vurgulamak için yapmış olduğu herhangi bir amacı olmayan ama şehrin her yerinden görülen bir yapı. Hatta mecliste inşaası bir çok tartışmaya sebep olmuş ve bunun ülkede yaşayan müslümanlara hakaret olacağı söylenmiş olsa da sonuç ortada. Daha da çok tepki çeken olay ise, haçların doğu ya dönük olması gerekirken, bu koca haç şehre doğru konumlandırılmış olmasıdır.

Taş köprü;

köprü.JPG

mihrab.JPG

 

Fatih Sultan Mehmed döneminde bitirilen köprü, Vardar nehri üzerinde kurulmuş, bir çok savaşa ve depreme şahit olmuş ve şehrin simgesi haline gelmiştir. Mihrabı restorasyon çalışması sırasında yıkılmış ve nehirden çıkarılıp yerine koyulma gereği duyulmamış, bu durum çok tepki almış ve sonunda Türkiye’nin girişimi ile yeniden yapılıp eski yerine konulmuştur.

Taş köprüyü gölgelemek için yakınlarına yeni yeni köprüler yapıp hepsinide tabi ki heykellerle süsleyip bunların daha güzel olduklarına inansalarda, üzgünüm canımcım Makedon yöneticileri, Osmanlıdan kalan eserlerin benzersizliğini ve tarihi yapısınının görülmeye değer olduğunu daha iyi vurgulamış oldunuz.

Sulu han:

sulu han.jpg

Üsküp Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinin içinde bulunan ama ne yazık ki hafta sonu kapalı olan Osmanlıdan kalan handır.

Mustafa Paşa Camii:

Mustafa pasa camii.jpg

1492’de Vezir-i azam Mustafa Paşa tarafından yapılmış, isminide anlamış olduğunuz üzere ondan almıştır.  47 metre uzunluğunda sadece 1 tane minaresi bulunuyor.

 

Kurşunlu han:

 1550 de yapılıp halen ayakta olan han, hatta bir ara hapishane olarak kullanılmış. Adınıda zamanında çatısının kurşunla kaplı olmasından almış

Davut paşa hamamı :

hamam.JPG

1489-1497 yılları arası inşa edilmiş ve suyunun şifalı olduğu inancı yayılmış tüm şehre, tabi ki bu tarz şeylere meraklı olan ve inanlar tarafından bolca ziyaret edilmiş o dönem. Asıl ilginç olan ise bir süredir Makedonya Ulusal Galerisi olup, içerde tavan ve kubbe dışında heryerin boyanıp üzerine bir kaç resim- ikon asılmış olması.

Bazı kısımlar ise boştu yani bildiğimiz boş boyalı duvarlar. İçimden galeri yapıyoruz ayağıyla Osmanlıdan kalan tarihi yapının duvarlarını bebek mavisi yapmak nedir ya👎 diye geçirdim hep.

Açıkçası içeriye para verip girmeye değmez. Dışardan en azından tarihi dokusu bozulmamış onu görmek yeterli.

Kale 

Surlarına çıkıp şehir manzarasını görebileceğiniz, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde bahsettiği Üsküp kalesi şehrin armasını ve bayrağını taşıyor. Yaşanan depremler kaleye çok zarar vermiş olsa da o koca surlarını görünce insan içini merak etmeden duramıyor. Ne yazık ki burasınında dışı  içinden daha güzel, çünkü içi boş ve başı boş gezen köpeklerle dolu. Gerçi bi yapılaşma başladı ama umarım ki kafe yapacaklar diye de tarihi dokusuna zarar vermezler .

En özelini  ise en sona sakladım😍

Matka Kanyonu

matka.jpg

Toplamda 5 saattim var Üsküpte nereye gitsem ki deseniz tek cevap var meydanı falan boşverin direk Matka ya gidin!

Treska nehrinin kendine yol bulma çabası sonucunda var etmiş kendini bu güzellik. Baraj inşa edilince de yapay göle kavuşmuş ve bir çok bitki ve hayvan çeşidini görebileceğiniz bir yere dönüşmüş.

Konaklayabileceğiniz otel, gezi sonrası şömine karşısında kahve içmek veya yemek yemek istediğinizde bunun için çok hoş bir restorana da ev sahipliği yapıyor aynı zamanda.

Yazın gidilince kanyon boyunca yürüyüş yaparak Matka manastırı, Aziz Nikola kiliselerini görebilir aynı zamanda dağa tırmanış, kano gibi sportif etkinlikler yapabilirsiniz.  Yaz-Kış yapabileceğiniz ve mutlaka yapmanız gereken bir diğer aktivite ise nehir boyunca tekne turu!! Gerçekten asla pişman olmayacağınız , mağara ziyaretiyle birlikte 1 saat süren bu yolculuk, unutamayacağınız en özel an olarak kalacak aklınızda.

Vrelo mağarası :

mağaraiçi.jpg

İlk olarak 1992 de keşfedilmiş olan bu mağara, en derin su altı mağaraları listesinde yer alıyor ve iç sıcaklığı her zaman kendini koruyarak 12 derecede sabit kalıyormuş.

İçerisinde 2 adet göl bulunuyor, küçük olanın derinliği 8 m ama büyüğünün tam derinliği bilinmemekle beraber yazları dalış ekiplerinin buraya gelip dalış yaparak mağara dışından çıktığı söyleniyor.

mağara.jpg

Kış soğuğuna, yağan yağmura, iliklerime kadar ıslanıp; yağmurda o manzarayı içime bol bol çektikten sonra 3 hafta yataktan çıkamayacak derecede hastalanmama rağmen, iyi ki gitmişim gerçekten görülmeye değer dedirten bir yer burası. Daha nasıl anlatabilirim gitmeniz gerektiğini bilmiyorum.

 

 

 

 

 

 

Yeme- İçme

Makedon mutfağı bize hiç yabancı değil, hatta en meşhur yemekleri köfte ve kuru fasulye daha ne kadar yakın olabilir ki.

Köfte:

üsküp kebabı.jpg
Üsküp Kebabı

Ülkede hayvancılık her yerde yapılmakta olduğundan, et ve et ürünleri bol ve lezzetli.  Bizim gibi sığırları ithal etmiyorlar anlayacağınız.  En meşhur köfte çeşidi Üsküp kebabı diye geçen köfteler ve Pleskavitsa.

 

Pleskavitsa;

pleskavitsa.jpg
Pleskavitsa

Neredeyse herkesin çok sevdiği görünüşü göz doyuran ama benim baharatından mı peynirinden mi bilemediğim bi şekilde hiiiçç ama yanii hiçç sevmediğim ve yiyemediğim bir köfte oldu.

 

Şopska Salatası:

 

shopska
Şopska

Tarifini veriyorum arkadaşlar domatesi, salatalığı, soğanı doğrayın zeytinyağı limon ikilisini katın ve üzerine bol bol feta veya keçi peyniri rendeleyin sonrasında da afiyetle yiyin. Bu kadar basit bu meşhur salata.

 

Mezeler:

İsimlerini hatırlamadığım bir kaç meze denedim ama bir tek ajvarı sevdiğimden aklımda sadece o kalmış.

Ajvar tek kelime ile  favorim oldu; közlenmiş biber ve patlıcandan yapılıyormuş ama rakının yanında da gider, sabah kahvaltısında da öyle bişey yani.

ajvar.JPG
Ajvar

Biz Türk çarşısındaki Destan Köftede denedik bu lezzetleri, benim köftem dışında diğer herşeyin tadı çok güzeldi.

destan köfte.jpg
Destan Köfte

 

 

Trileçe:

trileçe.JPG

İtiraf ediyorum ben bir tatlıseverim, çayı yanında tatlı olmadan içemem hatta ve hatta düşünemem bile. Kaç bin tane trileçe denemişimdir bilmiyorum amaaaa ben böyle bir şey daha önce yemedim, kaşıklarken süt akıyor var mı böyle bir şey ya, şuan düşündükçe ağzımın suyuda akıyor o yüzden bu konuyu yeyin yedirin diyerek kapatıyorum.

 

 

 

Simit-Poğaça:

poğaça simit.jpg

 

Taksici Nedim abimiz bize bir çok bilgi vermekle kalmadı, simit poğaça yemeniz lazım mutlaka dedi.

Efendim ben bizim bildiğimiz simit gibi birşey beklerken, görünce yok artık delirmiş bunlar dediğim ama yediğimde ilginç bir şekilde tadı hiç garip gelmeyen, hatta lezzetli denencek kadar beğendiğim, geleneksel ekmek arası börek bu dediğimiz simit poğaça. Bildiğiniz yumuşacık ekmeğin arasına börek koyup yiyorlar. Evet garip ama napcan.🙄

 

 

 

hamburger.JPGCraft beer.jpg

 

Köfteden sonra hiç farklı toplara girmeyeyim en iyisi hamburger yiyeyim dedim ve meydanda bulunan  Craft Bewery yi denedim. Gerçekten lezzetli hamburgerlerini birer birer mideye indirip bir önceki gün için midemden özür dilemiş oldum.

İçecek olarak ise Skopsko birası, Alexandria ve Merlot şarapları baya mehşur.

Az daha unutuyordum, bizim yerli içkimiz Sütaş ayranınıda her yerde görebilirsiniz.

Bonus Öneri : Piazza Libertapiazza.liberta

 

Atıştırmalık ve içecek için bir çok seçeneği olan bu tatlış yerde çok çeşidi bulunan ve bir o kadarda lezzetli waffle yemeniz lazım. Deneyin asla pişman olmazsınız.

wafflefeta.jpg

 

Benim Haftasonuna sığdırabildiğim ve Üsküpte gördüklerim bu kadardı 😊

Okuduğunuz için teşekkürler

About the author

isidacglyn

Add Comment

Click here to post a comment